Mazars Denge CEO/SUSTAINABILITY AMBASSADOR

Girişimcilik Potansiyelini Organize Etmek

Girişimcilik, Yazılarım - Dr. İzel Levi Coşkun - Ekim 2, 2009

Riski biraz olsun organize edebilmek ve girişimcileri bilinçlendirmek için üniversiteler bir takım çalışmalar yapıyor…

Türkiye Genç İşadamları Derneği Girişimcilik Komisyonu olarak gerçekleştirdiğimiz ilk projelerden biri de Marmara Üniversitesi yüksek lisans öğrencilerine tecrübelerimizi aktarabileceğimiz bir “üniversite – sanayi” işbirliği oluşturmaktı. Bu doğrultuda 6 yıldır sorumluluğunu üstlendiğim “girişimcilik” konulu derslerin birincisinde, ışıltılı gözlerle bizi dinleyen öğrencilere ilk söylediğim sözler şunlardı: “Arkadaşlar işletmelerde temel bazı bilgiler haricinde doğru diye bir şey olduğuna pek inanmıyorum. Sizler kitaplarınızı okuyun, profesörlerinizi ve biz TÜGİAD üyelerini dinleyin, her zaman araştırmacı ve gözlemci olun. Ama iş uygulamaya geldiğinde düşünün ve kendi sentezlerinizi yaratın. İnanıyorum ki çok şeyi değiştirebilecek güce sahipsiniz. Bir gün bizim yerimize bu sınıflarda sizler kendi başarılarınızı, kendi tecrübelerinizi sizin yerinizde oturacak öğrencilere bizzat kendiniz anlatacaksınız”.

Peki, girişimcilik nedir? Girişimciliği tanımlamak için bence öncelikle “yaratıcılık” nedir onu anlamak gerekiyor. Yaratıcılık daha önceki bir yazımın konusu olduğu için (bkz. http://izellevicoskun.blogspot.com/2009/03/yaratclk-uzerine.html ) detaya girmiyorum. Ancak Einstein’ın “yaratıcılık bir kombinasyon oyunudur, birbiri ile nadiren birleştirilebileceği düşünülen kavramlar arasında ilişki kurulabilirse ortaya çıkacak nihai sonucun getireceği yenilik o kadar büyük olacaktır” sözünü küçük bir hatırlatma adına tekrar etmek isterim.

Yapılan araştırmalarda girişimciliğin temelinde yaratıcılığın çok büyük bir etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Girişimcilik ve yaratıcılık arasındaki ilişkiyi ise basitçe şu şekilde tanımlayabiliriz. Yaratıcılık yoktan bir şey var etmek ise girişimcilik de var edilen bu şeyi bir ürün ya da hizmete dönüştürerek faydalı hale getirmektir. Burada özellikle “fayda” konusunu vurgulamak istiyorum çünkü fayda yaratmak için ille de para kazanmak ya da kazandırmak gerekmiyor. Kurumsal ya da bireysel sosyal sorumluluk projeleri de pekâlâ girişimciliğe örnek teşkil edebilir ve amacı da para kazanmak olmayabilir.

Öbür yandan yapılmış bir şeyi daha iyi yapmak ve daha ileriye götürmek de girişimcilik olarak kabul edilebilir. Burada önemli olan evvelden yapılmışın aynısını yapmaktan ziyade yapılmışa yaratıcı katma değerde bulunmak ve yapılmışı farklılaştırabilmektir.

Türkiye’de girişimcilik

Girişimciliğin en sık kullanılan göstergelerinden bir tanesi ülkelerde her yıl yapılan patent başvurularıdır. Türkiye’de diğer ülkelerle karşılaştırıldığında patent başvuru adedi bir hayli düşüktür. KOBİ Finans’ın yapmış olduğu araştırmalara göre 2007’nin ilk üç ayında, 2006’nın aynı dönemine göre, patent başvurularında yüzde 66 artış gözlenirken, faydalı model başvurularında yüzde 48 artış gözlenmiştir. Türk Patent Enstitüsü’nün 2007 ve 2008 yılı verileri göz önünde bulundurulduğunda 2007 yılında yerli şirketler toplam 318 patent tescili yaptırmışken, 2008 yılında bu sayı yüzde 6,29’luk bir artışla 338 olmuştur. Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı sermayeli firmalara bakıldığında ise, 2007 yılında toplam 4472 patent tescili yapılmışken 2008 yılında bu sayı yüzde 1,65’lik bir oranla artarak 4531 olmuştur. Ancak Türkiye’deki bu artış ve rakamların her ne kadar umut verici olduğu düşünülse de dünya ortalaması olan, GSYİH’ye göre her bir milyar dolar için 19 patent ve Japonya’da her 1 milyar dolar için 110 patent olduğu göz önüne alınırsa durumun hiç de iç açıcı olmadığı fark edilecektir.

Bunun yanı sıra detaylı bir araştırma ile her yıl birçok ülkenin Girişimcilik Endeksi, London Business School ile girişimcilik endeksinin yapılacağı ülkedeki sponsorların ortak çalışması ile yayınlanmaktadır. Adı “GEM Report” (www.gemconsortium.org) olan bu çalışma Türkiye’de ilk kez 2006 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmadan yola çıkarak Türkiye’de aslında çok büyük bir girişimcilik potansiyeli olduğunu ancak bu potansiyelin özellikle 2006 raporunda bahsi geçtiği gibi finansal kaynaklara ulaşım zorluğu ve eğitim yetersizliği (37 ülke sıralamasında sonuncu durumdayız) konularından yola çıkarak verimli bir şekilde kullanılabilmesi için organize edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Organize etmek ile vurgulamak istediğim girişimcilikteki risk unsurunu mümkün olduğu kadarı ile bilinçli bir şekilde en azından yönetebilmeye çalışmak…

Risk, içinde tabi şans faktörünü de barındırıyor. Ancak bana göre bir girişimci finansal kaynaklara nasıl ulaşabileceği konusunda bilgi sahibi değilse, bir fizibilite çalışması, bir iş planı nedir, nasıl hazırlanır bilmiyorsa, pazarlama stratejileri hakkında bir bilgisi yoksa, hangi çeşit şirketin kendisi için daha avantajlı olacağını düşünmemişse, fikri ve sınai mülkiyet kavramlarından haberi yoksa, yönetim konusunda da kendini yetiştirmemiş ve bütün bunlara rağmen başarılı olmuşsa, faaliyetini “girişim”den ziyade “kumar” olarak tanımlamak sanırım daha yerinde olacaktır.

Riski biraz olsun organize edebilmek ve girişimcileri bilinçlendirmek için şu anda üniversitelerin yaptığı bir takım çalışmalar mevcuttur. Girişimcilik konusunu bilimsel hale getirmek başlı başına bir sorun teşkil ettiği için, özellikle ülkemizde bu çalışmalar genel olarak sivil toplum kuruluşlarının ve özel firmaların desteği ile sürdürülmeye çalışılmaktadır. Tabi son yıllarda üniversitelerimizde de girişimciliğin topluma yayılmasına yönelik çalışmalar hız kazanmıştır. Ancak bu gelişimin işletme ve benzeri dallar içinde sınırlı kalmayarak sosyal bilimler, mühendislik gibi bölümlerde işlenmesinin yararlı olacağı kanısındayım. Hatta liselerde dahi öğrencilerimizin yaratıcılık ve girişimciliğe yönlendirilmesinin Türkiye’de başarılı girişimci sayısını arttıracağı şüphesizdir.

Kadın girişimciler hakkında

Türkiye’de kadın ve girişimcilik kelimelerini bir araya getiren bir dernek var; KAGİDER (www.kagider.org). Bu dernek gerçekleştirdiği projeler ile birçok Türk kadınının ufkunu açarak başarılı olmasına katkıda bulundu. Örneğin KAGİDER’in koordinatörlüğünde GAP-GİDEM, ÇATOM ve Yeditepe Üniversitesi’nin işbirliğiyle başlayan Kadından Kadına Köprü Projesi bir sosyal girişimcilik projesi olarak Dünya Bankası’nın düzenlediği “Yaratıcı Kalkınma Fikirleri” yarışmasında 724 proje arasından ilk 20’ye girerek ödüllendirilmiştir. Bu proje Mardin bölgesindeki kadınların sosyo-ekonomik gelişmelerine katkıda bulunarak statülerinin yükselmesine ve bölgesel farklılıkların azalmasına destek olmak amacıyla başlatılmıştır. Bölgedeki kadın girişimciliğinin artması için cesaretlendirici bir model geliştirmeyi amaçlayan proje, bölge içinde yöresel ve pazarlanabilir ürünlerin ortaya çıkarılması, yereldeki kadın kooperatiflerinin üretim ve girişimcilik becerilerinin geliştirilmesi, pazarlama ve finansman desteği sağlanması gibi hususlarda öncülük etmiştir.

Bangladeşli Muhammed Yunus’un Nobel ödülü alan Grameen Bank – MicroCredit projesi Türkiye’de TOG (Toplum Gönüllüleri Vakfı, www.tog.org.tr ) ve HSBC tarafından ele alınarak uygulamaya konulmuş ve özellikle Güneydoğu bölgemizden birçok kadın girişimcinin başarılı projeler gerçekleştirmesine önayak olmuştur. Aynı şekilde TOBB’un (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) desteği ile Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (www.kedv.org.tr) da Mikrofinans uygulamasının bir benzerini devreye sokmuştur.

Kadın Girişimciler Kurulu ise bu yıl sosyal sorumluluk girişimcilik projesi ile Türkiye’de 2008 yılının girişimcisi seçilen Sayın Aynur Bektaş’ın yönetiminde TOBB bünyesinde kadın girişimcilik konusunda genel politikalar geliştiren ve görüş oluşturulmasına katkıda bulunan istişari bir kurul olarak hizmet vermeye başlamıştır. Kurul aynı zamanda kadın girişimcilere eğitimin yanı sıra kapasite geliştirme desteğiyle girişimci fikirlerini hayata geçirmelerinde zemin sağlamak üzere çalışmalarına devam etmektedir.

Girişimcilik deyince Endeavor’dan (www.endeavor.org.tr) bahsetmeden geçmek olmaz. Endeavor tüm dünyada girişimcileri destekleyen ve Türkiye’de son derece başarılı çalışmalar yapan bir dernek. Genç ve dinamik ekibi, tecrübeli danışma kurulu ile her yıl tüm dünyadan girişimciler seçip uluslararası platformda değerlendirmeye koyan Endeavor’da bu yıl Türkiye’yi son derece ilginç projeleriyle 4 kadın girişimcimiz temsil etti.

Merak ediyorsanız; Aytül Erçil, Vistek / www.vistekas.com, Bedriye Hülya, B-fit / www.b-fit.com.tr, Şebnem Karasu, Steamlab / www.steamlab.com.tr, Tanya Eskinazi, Takawear / www.takawear.net .

Girişimcilik konusunda Michael E. Gerber’in Girişimcilik Tutkusu, Rachel Trackay’in Adım Adım Girişimcilik, Jack Foster’ın Fikir Nasıl Bulunur, Guy Kawasaki’nin Girişimcinin El Kitabı kitaplarını tavsiye ederim.

Ayrıca internette www.entrepreneur.com , www.entrepreneurs.about.com , www.girisimcifikirler.com ve bunların yanı sıra danışmanlık, eğitim, teknoloji geliştirme bilişim gibi desteklerini tüm hizmet ve ticari işletmeleri kapsayacak şekilde genişleten www.kosgeb.gov.tr sitelerinde birçok faydalı bilgiler bulabilirsiniz.

Bilgi:
– GAP-GİDEM (Girişimcilik Geliştirme Merkezi) http://www.undp.org.tr/undp/gidem_tr.htm ,
– ÇATOM (Çok Amaçlı Toplum Merkezi) http://www.gap.gov.tr/Turkish/Sosprj/catom.html

Email: icoskun@mazarsdenge.com.tr
Website: www.mazarsdenge.com.tr

* Bu makale İş’te İnsan’da yayınlanmıştır.

Bu yazıyı paylaş

Yorum yok

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Instagram

No images found!
Try some other hashtag or username