Mazars Denge CEO/SUSTAINABILITY AMBASSADOR

Hrant Dink’e Hitaben

- Dr. İzel Levi Coşkun - Mart 9, 2007

19 Ocak günü haberi aldığımda haykırmak, bağırmak, ağlamak istedim. Düşünmenin, düşündüğünü özgürce söylemenin bedeli bu muydu? Bütün bir yaşam boyunca verilen kahramanca bir mücadelenin arkandan haince sıkılan 3 kurşunla sona ermesi…

En kötüsü ne biliyor musunuz, onların kazandığını düşünmek ve sonsuz bir çaresizlik hissi… Agos’un önünde üstü gazetelerle örtülmüş kanlar içinde yatan bir beyaz güvercin… Uçamıyor, artık bizim soluduğumuz havayı soluyamıyor, sevdiklerine sarılamıyor, düşündüklerini söyleyemiyor…

Hrant belki de son düşündüğün şey “Yapamadım”, “Başaramadım”dı, kocaman bir “Neden” sorusuydu, “Neden, neden beni bırakmadınız” dı…

Günlerce kimseyle konuşmak istemedim, memleketimin mozaiği bir kez daha bozulmak istenmişti. Acaba becerebilmişler miydi? Diğer özgür düşünenler geldi aklıma, bir Abdi İpekçi, bir Turan Dursun, bir Uğur Mumcu, bir Bahriye Üçok ve daha niceleri… Yitip gitmişlerdi aramızdan. Kaç kişi hatırlıyordu onları? Kaç kişi hatırlıyordu onların bize anlatmak istediklerini? Eğer aramızda olsalardı Türkiye daha farklı bir ülke olur muydu? Bölücülük, ayrımcılık, ırkçılık, gericilik bu cinayeti de işledikten sonra kazanmaya bir adım daha yaklaşmış mıydı?

Bu ruh hali ile bindim metroya 23 Ocak günü saat 11:30 sularında ve Şişli Dolapdere’den usulca çıktım merdivenleri. Kendimi yalnız ve umutsuz hissediyordum… Ama birden, dışarıdan gelen seslerle irkildim. Dışarı çıktığımda gördüklerimle yüzümü bir tebessüm aldı. Sağ tarafımda Harbiye’ye doğru alabildiğince bir kalabalık, sol tarafta ise Şişli istikameti tam bir insan seli… İnsanların elinde “Hepimiz Hrant Dink”’iz, “Hepimiz Ermeni”’yiz şeklinde sloganlar. Hemen kalabalığın arasına karışıyorum. Biraz ilerledikten sonra arkamdan biri pardon diyor. Tekerlekli iskemlede bir vatandaş öne geçmeye çalışıyor… Gözlerim doluyor. Herkes bağırıyor bir ağızdan “Hepimiz Hrant Dink”’iz, “Hepimiz Ermeni”’yiz, bazıları ekliyor “Hepimiz Kürt”üz… Ben de bağırıyorum, alkışlıyorum herkes gibi… Apartmanlardan insanlar bizi seyrediyor, herkes terörü lanetliyor, emin adımlarla Taksim’den Tarlabaşı’na doğru yürüyor… Yüzüm aydınlanıyor, sesler gittikçe yükseliyor, kalabalık gittikçe artıyor, binlerce on binlerce insan, tek vücut, tek gönül, tek ses ve işte o zaman anlıyorum, Hrant’a bakıyorum. Artık çaresiz değil, artık acılı değil, artık umutsuz değil, başaramadım demiyor çünkü başardığını biliyor. Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Yahudiyiz, Rumuz, neysek neyiz ama biz bir milletiz Türk Milletiyiz ve bize bunu son zamanlarda unutturmaya çalışanlar yine yanlış yaptılar. Bu cinayet ile birbirimize olan bağlılığımızı bize tekrar hatırlattılar, bizi birbirimize daha da sıkı bağladılar…

Sevgili Hrant yaşamın pahasına bu çok sevdiğin ülkenin insanlarını birleştirmeyi başardın. Özgür düşüncen ve sevgi dolu yüreğin, terörü, ırkçılığı, geri kafalılığı yendi. Bize aydınlık bir yol açtın Hrant, ve biz bu yolda bütünlüğümüzü bozmak isteyenlere karşı hep beraber el ele yürüyeceğiz ve sen Hrant, artık ürkek bir güvercin değilsin. Seni göklere saldık, uç sevgili Hrant, uç beyaz güvercin, sen artık hepimizden çok daha özgürsün…

İzel Levi Coşkun

Bu yazıyı paylaş

Yorum yok

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Instagram

No images found!
Try some other hashtag or username